Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, Ilıca ve
Dadaşkent’in gerçekleştirilen proje ve çalışmalar ile modern ve yeni bir görünüme
kavuşturduklarını belirterek, “Termal turizm, kentsel dönüşüm ve sosyal
belediyecilik açısından ilçemizi ikinci büyükşehir yapacağız” dedi.
Bu haftaki röportaj sayfamıza Aziziye Belediye Başkanı
Muhammed Cevdet Orhan’ı konuk ettik. İki yıl önce göreve gelen Başkan Orhan ile
ilçenin sorunlarını, eksikliklerini, çalışma şeklini ve şu ana kadar yaptığı çalışmaları
konuştuk. Başkan Orhan, verdiği bilgiler ile Aziziye’yi termal turizm, kentsel
dönüşüm ve sosyal belediyecilik projeleri ile Mini Büyükşehir haline getirmeyi
planladığını ifade etti.
Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, iki yıl önce
yapılan belediye seçimlerinde Ak Parti’nin adayı olarak seçildi. Göreve geldiği
gün ilk etapta ilçenin beklentilerini karşılamak adına anketler yaptıran Orhan,
vatandaşın istekleri doğrultusunda çalışma ve projelere imza attı. Dadaşkent’in
en büyük sorunu haline gelen ulaşım ve sosyal alan kıtlığına çözüm üreterek
vatandaşa rahat bir nefes aldıran Başkan Orhan, daha sonra unutulmuş, tutulmamış
sözlerin ilçesi Ilıca’ya gözünü çevirdi. İlk etapta Ilıca’nın en büyük sorunu
haline gelen konutsuzluğa karşı kentsel dönüşüm çalışmaları başlatan Orhan,
daha sonra termal kaynak açısında şehrin en büyük potansiyeline sahip Ilıca
Termal Tesislerini modern ve yeni bir görünüme kavuşturdu. Bu çalışmalarıyla da
yetinmeyen Başkan Orhan, yeni proje ve çalışmalarıyla 51 bin nüfuslu Aziziye’yi
Mini Büyükşehir haline getirmeyi planlıyor.
Yoğun bir aday adaylığı
süreci geçirdiniz. Hummalı çalışmalar sonucu Aziziye Belediye Başkanlığı’na seçildiniz.
Bu süreç sonrası ilk işiniz beklentileri karşılamak adına bir anket çalışması
yapmak oldu. Bu anketten ne çıktı?
Sizin de ifade ettiğiniz gibi biz öncelik olarak Dadaşkent
ve Ilıca’da özellikle vatandaşın istekleri hangi doğrultuda bunu tespit etmek
istedik. Bu iki ilçemizde farklı farklı özellikler var. Biz bu anketin sonuçlarına
göre hareket ettik ve bu iki yıllık süre içerisinde planlamamızı ona göre yaptık.
Dadaşkent için konuşacak olursak vatandaşın en büyük sorunu ulaşım konusu oldu.
Yani Dadaşkent’in şehir merkezine biraz daha uzak olması nedeniyle böyle bir
beklenti oluşmuş. Dolayısıyla biz de ulaşım konusunu ilk etapta çözmeye çalıştık.
Bildiğiniz üzere şehir içi toplu ulaşım Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda
gerçekleşen bir hizmet. Bu anlamda bizde lokasyon tek tek tespit ederek ulaşımdaki
problemler aslında nelerdir bunlarla ilgili bir rapor hazırladık ve bu raporu Büyükşehir
Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen’u sunduk. Oradaki ilgili arkadaşlara da bilgi
verdik. Gerçekten ulaşım konusunda “Dadaşkent’te neler yapılabilir?” sorusuna çok
güzel cevaplar aldık. Bu kapsamda yeni gelecek olan otobüs hatlarının Dadaşkent’e
çalışması sağlandı. Zaten şu anda yaklaşık 40 tane körüklü otobüs Büyükşehir
Belediyemiz aldı. 10 tanesi geldi, test deneme sürüşleri yapıldı. Bu otobüslerimizin
yoğun olarak kullanılacağı alan Dadaşkent güzergahı olacak. Dolayısıyla
insanların konforlu yaşam adına sundukları problemlerden biri buydu. Yine Dadaşkent’te
bu anketin sonucunda en çok sosyal donatı açısından istenen şey Dadaşkent’te
bir hamamın olmayışıydı. Ve bunun dışında Dadaşkent’te bir mezarlığın olmayışı
bize gelen istekler arasındaydı. Şimdi normal şartlarda büyükşehirlerde asri
mezarlıklar herkesin hizmet alanında faaliyet gösterir. Ancak Dadaşkent’in şehir
merkezine uzak kalması nedeniyle böyle bir talep oluşturmuş. Hamam ile ilgili
talebin neden oluştuğunu bilemiyorum ama konforlu yaşam kapsamında böyle bir
istek geldi. Biz de bu amaçla hamamı bitirdik, açılışını yaptık. Yani resmi
olmayan açılışını gerçekleştirdik. Gelecek haftalarda resmi açılışını yapacağız.
Sadece hamam ile kalmadık. İki tane halı saha, yüzme havuzu, fitnes merkezi, düğün
salonundan oluşan bir kompleksi hayata geçirdik.
Bu bahsettiğiniz
kompleks "yap-işlet-devret" modeliyle yapıldı değil mi?
Bu kompleksimiz şöyle hayata geçirildi; Arsa noktasında yatırımcıya
arsa belediyemiz tarafından satıldı. Fakat proje konusunda müteşebbise proje
yaptırımı oldu. Sadece kompleksin önünde yap işlet devret sistemi kullanıldı. Ön
tarafta çocuk oyun alanı kuruldu ve kompleksin devamı olarak hizmet verecek. Şu
an özel bir yatırımcı tarafından işletiliyor. Yaklaşık 1 aydır hizmete açıldı. Şu
zamana kadar gelen geri dönüşlere baktığımız zaman gerçekten Dadaşkent’te
oturan vatandaşların orayı kullanma anlamında ciddi bir rağbet olduğunu hatta şehrin
diğer noktalarından da oraya insanların gelipte o sosyal kompleksten yararlandığını
görüyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor. Erzurum’un aslında en büyük sorunlarından
biri olan sosyal alan eksikliği bu gibi örneklerle arttırılması gerekiyor.
Malumunuz Erzurum uzun bir müddet kış ayı geçiriyor. Haliyle havanın soğuk
olması ile herkes dört duvar arasında yaşamını geçiriyor ve dışarıda sosyal açıdan
vakit geçirebilecekleri alanlar çok kısıtlı. Bu da özellikle kısa süren yaz
aylarında insanlar sosyal açıdan dışarıda vakit geçiriyor. Ancak bizim açılışını
yaptığımız sosyal kompleksimiz kapalı bir alanda olduğu için vatandaşlarımız yılın
12 ayı buradan faydalanabilir.
Bir parentez açmak
istiyorum. Erzurum’da son yıllarda bir meydan merakı başladı. Burası bir İzmir,
Antalya, İstanbul değil. Yılın büyük bir bölümü zaten kar altında geçiyor. Bu şehrin
meydanlardan çok kapalı sosyal tesislere ihtiyacı var. Bu anlamda bir tespit
yapmak istedim.
Bence bu tespitiniz çok doğru. Biz işte bu tespitten yola çıkarak
açtığımız sosyal tesisin ön tarafından kira öde işlet devret modeliyle bir
kapalı çocuk oyun alanı yapacağız. Mesela geçtiğimiz sene üç tane yeni park
hizmete açtık. Yaklaşık dört tane parkı da revize ettik. Yani çocuk oyun
alanlarıyla, yürüyüş alanlarıyla, yeşil alanlarıyla baştan aşağı yenileme yaptık.
Ama gerçekten bakın o oyun guruplarından faydalanan çocuklar hala yok. Mart ayındayız
ve aileler çocuklarını dışarı bırakmıyorlar. Daha çok yazın, sıcak günlerde çocukların
o parkalardan yararlanması mümkün oluyor. Bu belki Türkiye’nin diğer noktalarında
böyle olmayabilir ama Erzurum’un böyle has bir özelliği var. Dolayısıyla çocukların
bu oyun alanlarından yararlanmaları için kapalı oyun parkı projesi de gündemimizde.
İnşallah onu da bu sene içerisinde hayata geçirip açacağız. Ve orada da yine yılın
bütün aylarında aileleriyle çocuklar oradaki oyun guruplardan faydalanacaklar.
Aileler orada çocuklar oyun oynarken çay, kahve oturma yerlerinde vakit geçirebilecekler.
Özellikle şehrimizin bu anlamda tesislere sahip olması vizyon açısından ileri
gitmesini sağlayacaktır.
Vatandaşın bahsettiğiniz
ulaşım, hamam ve sosyal tesis isteklerini tamamlamışsınız. Mezarlık konusunda
peki nasıl bir yol haritası çizdiniz?
Evet bu sorunları çözdük. Mezarlık konusunda da projesini
tamamladık. İnşallah Yarımca yolu üzerinde Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte
bu bölgeye hizmet verecek bir mezarlığı açacağız. Ilıca’da mezarlık var zaten.
Orası zaten Ilıca bölgesine hizmet veriyor. Oranın kapasitesi de oldukça
yeterli. Biliyorsunuz büyükşehir kanununa göre mezarlık işlemleri Büyükşehir
Belediyesi’ne ait. Tabi biz de Büyükşehir ile koordinasyonu hiç bir zaman
kesmediğimiz için projenin belli aşamalarını bizler gerçekleştireceğiz. Ama büyük
bir kısmını Büyükşehir Belediyesi gerçekleştirecek. Yani Dadaşkent’te yaşayan
vatandaşlarımızın bu anlamda büyük bir talepleri var. Orada böyle bir alan oluşturulacak.
Resmi olarak beş yıllık planlara işlenmiş durumda yeri herşeyi belli. Dadaşkent’te
çok uzak değil. Biliyorsunuz bizim tam karşımızda Gezköy mezarlığı var. Orası
hala kullanılıyor. Kapasite dolduktan sonra kullanımı bitecek. Bu şekilde devam
edecek çalışmalarımız.
Diğer merkez
belediyelerine nazaran Aziziye ilçesini farklı kılan nitelikler var. İki parçadan
oluşuyor Aziziye. Biri Dadaşkent diğer Ilıca. Dadaşkent’in sorunlarının çoğunu çözmüşsünüz
gerek projelerle gerek tespitlerinizle. Peki Ilıca’da durum nasıl? Orada ne
istediler sizden?
Ilıca çok eski, köklü tarihe sahip bir yerleşim yerimiz. Bu
zamana kadar da Erzurum’un en yakın ilçelerinden biri oldu Ilıca. Şehre yakınlığı
ile bazen avantajlı, bazen de dezavantajlı konuma düştü. Ilıca’daki en büyük
problemlerin başında kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce neticelenip,
hayata geçirilmesi ve Ilıca’nın modern bir görünüme kavuşmasıydı. Bunun dışında
Ilıca’nın nüfus kaybetmesi ile hem ekonomik olarak ticarette olan azalmalar hem
de popülaritesinde yaşanan düşüş özellikle Ilıcalı vatandaşların en büyük
sorunu haline gelmişti. Orada da ulaşım ile ilgili sıkıntılar gündemdeydi. Baktığınız
zaman süreç içerisinde 2004 yılından beri Ilıca’da sürekli kentsel dönüşüm
projeleri yapılmış ve kentsel dönüşüm projeleri ile belirli alanlar hep dönüştürülmüş.
Bundan sonraki süreçte bu dönüşümün çok hızlı bir şekilde devam etmesi
gerekiyor. Şu anda mesela Eski Mahalle ikinci etap şantiye aşamasında geçen
sene başladı. Bu sene sona erecek. Orada ki konutlar hak sahiplerine teslim
edilecek. Ticarethaneler hakeza öyle. Ama bundan sonraki süreçte orada yaşayan
vatandaşlarımız kentsel dönüşümün devam etmesini arzuluyorlar.
Bu Eski Mahalle dediğiniz
çarşının bulunduğu bölge mi?
Evet. Orası Eski Mahalle ikinci etap diye geçiyor. Çarşının
bulunduğu bölge ile E 80 karayolunun bulunduğu alan Bahçelievler Mahallesi diye
tabir ediliyor. Orada da hak sahipleriyle süren görüşmeler başlamak üzere. TOKİ
ile ön protokol imzalandı. Hak sahipleriyle yapılacak görüşmeler neticesinde
oradaki vatandaşlarımızın kullanmış olduğu konutlar da yenilenecek. Bir diğer
devam eden kentsel dönüşümde. Hemen Ilıca’ya girişte sağda harabe yapıların
bulunduğu Yeşil Mahalle. Orada da kamulaştırma çalışmaları bitmiş ve tamamlanmış.
Yıkılmayan bir kaç tane metruk bina var. Onların yıkımları gerçekleştirilecek
bu sezon ve oraya da güzel bir proje başlanacak. Şuan ihale safhasında. Oraya da
600 ile 650 arasında bir konut yapımı planlıyoruz. Orada herhangi bir hak
sahibi olmadığı için talep toplama yöntemiyle talepler toplanacak. Gelen
talepler neticesinde orada proje etap etap hayata geçirilecek. Belki talebin çokluğuna
göre tek bir etap ile tamamı yapılabilir. Gelen talebe göre 1, 2, 3. etap
olarak projeler başlayabilir. Ama şu günkü talepler noktasında değerlendirdiğimizde
talebin aşırı yüksek olduğunu görüyoruz. Çünkü kentsel dönüşüm yaptığınız zaman
bir yeri yıkım yerine yeni binaları yapıyorsunuz. Yıkmak için insanları oradan çıkarmak
gerekiyor. Çıkardığınız zaman inşaat süresinde insanlar orada barınmayı fazla düşünmüyorlar
ve şehrin diğer noktalarına taşınıyorlar. Dadaşkent’e baktığınız zaman semtin
yaklaşık yüzde 40’ı Ilıcalılardan oluşuyor. Dolayısıyla oradaki konut azlığı
nedeniyle Ilıca’da yaşamak isteyen vatandaşlar orada ikamet edemiyor. Ama şimdi
biz bu tür stok konut üretimine başladığımız zaman hem dönüşümü hem de nüfusun
artmasını sağlayacağız.
Ilıca’da Termal
Turizm ne durumda?
Ilıcalıların istediği bir diğer nokta da termal turizmin
biraz daha ön plana çıkmasıydı. Şimdi termal turizm Ilıca’nın bünyesinde
stratejik bir konuma sahip. Birincisi şehir merkezine çok yakın bir mesafede. Kış
turizmine entegre olabilecek düzeyde. Palandöken ve Konaklı Kayak Merkezlerine çok
yakın bir mesafede. Dolayısıyla bu avantajları kullanarak termal turizm
kapasitesini çok iyi şekilde kullanabiliriz. Ama bizim elimizdeki belediyenin
sahip olduğu tesisler, belli bir kapasiteye sahip ve o kapasite içerisinde
hizmet veriyor. Biz o tesisi bu zamana kadar yapılmış harika çalışmalarla üstüne
ekleyerek hemen hemen her sezon yenileme çalışmasına tabi tuttuk. Geçen sene 18
tane aile kabinin yer aldığı sosyal donatıyı inşa ettik. Havuzların yer aldığı
kısımda bir yenileme çalışması yaptık. Hakikaten gittiğiniz zaman neredeyse 5 yıldızlı
otel görünümüne kavuştu. Şuan otelimiz kapalı. Otel odalarımızda restorasyon çalışması
yapıyoruz. Yaklaşık 1 ay sürecek çalışmada 41 odalı ve 100 yatak kapasitesine
sahip otelimiz bir butik otel seviyesine gelecek. Yani 5 yıldızlı otelden
konfor olarak hiç bir farkı kalmayacak. Biz bunu yatırımcılara prototip olarak
gösteriyoruz. Diyoruz ki biz bunu belediye olarak işletiyoruz. Belediyecilik
mantığıyla işletiyoruz. Profesyonel turizmcilik zihniyeti ile işletmiyoruz.
Buna rağmen biz buradan çok güzel kar sağlıyoruz. Bu sayede hem belediyenin
kasasına katkı hem de iş istihdamı sağlıyoruz. Dolayısıyla bu komplekslerin bu
tür turizm alanlarının daha modern ve profesyonel bir şekilde Ilıca’ya
getirilmesi bizim için büyük avantaj sağlayacaktır. Yani oraya içerisinde
kongre merkezi de barındıran, bin yatak kapasiteli bir otelin kurulması gerçekten
hem yatırımcıya hem de Ilıca’ya katma değer sağlayacaktır.
Peki böyle bir otelin
kurulması için göz kırpan, size talepte bulunan yatırımcı var mı?
Şimdi bakınız basında, medyada, katıldığımız fuarlarda işte
böyle vermiş olduğumuz demeçlerde hep bunu vurguluyoruz. Bundan dolayı bizim çağrımız
ile konuyu takip eden, ilgilenen bir kaç gurup var. Ama gurupların her ne kadar
Ilıca’yı araştırsalar da gözleri hep Palandöken’de. Yani bir otel yapacağımız
zaman diyor adam ya bir şehir oteli olmalı ya da kayak turizmine yönelik bir
otel olmalı şeklinde bir düşünce var. Tabi bunu bir anda silip yok etmek mümkün
değil. Erzurum’un gerçekten kış, kayak potansiyeli var. Belirli noktalarda
yatak kapasitesinin azlığından bahsediliyor. Zaten Erzurum’a yatırımcı çok nazlı
bir şekilde geliyor. Öyle cebine parasını koyupta Erzurum’a milyonlarca dolar
yatırım yapayım demiyor. Bu durum içerisinde yatırımcı Palandöken ile Ilıca
arasında karar veremiyor. Şu anda bir gurup var. Bir fizibilite çalışması yapıyor.
Biz Aziziye Belediyesi olarak diyoruz ki termal suyun kullanım haklarını ücretsiz
olarak sağlayacağız. Arsa noktasında Valilik, Büyükşehir ve Aziziye Belediyesi
olarak bir iş birliği içerisindeki bunun koordinasyonunu da ben üstlenmeye hazırım.
Yapılacak olan yatırımın arsa noktasında da çok büyük engeller çıkarmıyoruz. Git
şu belgeyi getir, imar izni al vs vs. Bununla ilgili de bir master planımız var
elimizde. Sadece burada yatırımcı projesini yapıp, yatırım ile ilgili kararını
vermesi gerekiyor. O noktada bir kaç gurup fizibilite çalışması yapıyor. Ben
umut ediyorum inşallah o fizibilete çalışmaları olumlu sonuçlanır da biz de bu
yatırımları Ilıca’da görürüz.
Ilıca Çarşısı hakkında
bir çalışmanız var mı?
Evet var. İnşallah Ilıca Çarşısı’nın yıkımını kısa bir süre
içerisinde gerçekleştireceğiz. Oraya modern bir cadde, çarşı yeniden inşaa
edeceğiz. Bu sayede hem çarşının etrafı açılmış olacak, hem de termal
tesisimizin görünümü daha güzel olacak. Sonraki süreçte şu anda daha proje
safhasında ama bir havuz yapma düşüncesindeyiz. Özellikle yaz aylarında bu
termal tesisimizde hemen hemen her gün ful kapasite çekiyoruz. Hatta bazen müşterileri
içeri alamıyoruz yoğunluktan. Bu konuda da rağbetin, potansiyelin ne kadar
fazla olduğunu görüyoruz.
Gördüğüm kadarıyla Termal Turizme çok büyük önem
veriyorsunuz. Yukarıda Allah var bizde yaptığınız çalışmaları görüyor, takdir
ile karşılıyoruz. Özellikle Termal Turizm noktasında.
Neden Termal Turizmi ön
planda tutuyorsunuz?
Yani Erzurum denilince ben hep onu vurguluyorum akla kayak
turizminin yanı sıra bir termal turizminde gelmesi lazım. Ve bu sadece Ilıca
ile sınırlı kalmaması lazım. İşte termal kaynaklar Pasinler’de, Köprüköy’de,
Olur gibi ilçelerimizde de var. Dolayısıyla Erzurum bu özelliğiyle ön plana çıkmalı.
Baktığınız zaman hem Dünya’da hem Türkiye’de termal turizm ile ilgili ciddi yatırımlar
yapan bölgeler kendine çok ciddi değer kazandırıyor. Mesela Afyon bunların başında
geliyor. Afyon ulaşım anlamında Türkiye’nin tam ortasında bulunan, bünyesinde
havalimanı bulundurmayan Ankara’ya yakınlığından dolayı iyi bir konuma sahip.
Dolayısıyla termal turizmde şehre çok farklı bir boyut kazandıracaktır. Biz de
inşallah sahip olduğumuz bu imkan ile gündeme gelmek istiyoruz. Bakınız 51 bin nüfuslu
bir ilçe belediyesiyiz. Bu tesislerin çok karlı bir şekilde işletilmesini
bekleyemezsiniz. Çünkü hizmet maksatlı konular bunlar. Biz hem hizmet noktasında
hem de belediyeye kazanç için çok güzel katma değer sağlıyoruz. Tabi ki yatırımın
niteliği ne kadar büyük olursa kazançta o kadar büyük olacaktır.
Biliyorsunuz 2011
Universiade Kış Oyunları için Erzurum’da 700 trilyonluk bir harcama yapıldı.
Bir çok tesis yapıldı bazıları da ölü yatırım haline geldi. Bunu göz önüne alırsak
Ilıca ile Palandöken’i birbirine entegre etmek adına bir teleferik çalışması yapılamaz
mı?
Gerçekten Ilıca çok stratejik bir noktada. Bahsettiğiniz bu
proje hayata geçirilebilir. Bununla ilgili bir fizibilete çalışması
Milletvekilimiz Mustafa Ilıcalı Bey yaptırıyor. Bununla ilgili mühendislik
hesapları açısında gerçekleştiriliyor. Çok yüksek maliyeti gerektiren projeler
bunlar. Belki Avrupa Birliği fonları, diğer fonlar bu işe kanalize edilerek böyle
bir proje yapılabilir. Biz de istiyoruz bu şekilde bir çalışmanın hayatının geçmesini.
Önceki dönemlerden
hatırlarım alt belediyeler ile Büyükşehir Belediyesi arasında hep bir tartışma,
sürtüşme olurdu. Bu dönemin maşallahı var nazar değdirmeyelim. Dikkat ettiğim
kadarıyla Mehmet Bey ile hep bir koordine içerisindesiniz. Sırrı ne bu işin?
Bir kere şunu öncelikle ifade edeyim. Hakkını teslim etmek
lazım. Mehmet Bey gerçekten Erzurum için büyük şanslardan bir tanesi. Şimdi bakınız
hizmeti vatandaşımız alacak. Dolayısıyla hizmeti getiren kadar getirmeye vesile
olan da çok önemli bir noktada ön plana çıkıyor. Şimdi geçmiş dönemlerde veya Büyükşehir
Belediyesi ile ilçe belediyesi arasında nasıl bir sıkıntı çıkabilir. Yetki
konusunda olabilir. Büyükşehirin yetkileri belli, ilçe belediyelerin yetkileri
belli. Aslında bu şehir kanuna göre ilçe belediyesi olarak imar noktasında
hangi projeyi, hangi çalışmayı yaparsanız yapın Büyükşehir Belediyesi tabi.
Yani Büyükşehir onaylamadıktan sonra hiçbir şeyi ilçe belediyesi olarak
uygulamanız mümkün değil. İkinci bir durumda sorumluluk ve görev alanları. Yani
kanun bunu net bir şekilde belirlemiş. Büyükşehirin görevleri ve yapacakları şunlardır,
ilçe belediyesinin ise şunlardır şeklinde ibareler ile görev dağılımı yapılmış.
Şimdi Aziziye’yi değerlendirdiğimiz zaman bin 702 kilometre kare yüz ölçümüne
sahip. 69 tane civarda mahalle statüsünde köyü var. En uzak mahallemiz 127
kilometre uzaktaki Taşpınar mahallesi. O mahallemiz mesela Bayburt’ta 34
kilometre uzakta. Onlara daha yakın. Dolayısıyla hizmet ağı çok geniş. O
mahallenin karşısında bir mahalle daha var Geyik Mahallesi. O oymak içerisindeki
nüfuslara baktığımızda en büyük köy 150 nüfusa sahip. Oralara gitmek zorundayız.
İnsanlar yaşıyor. Hizmet gidecek oraya. Büyükşehir Belediyesi ile koordinasyon çalışmalarına
değinecek olursak. Mesela kışın kar temizleme çalışmalarında şöyle yapıyoruz.
Bizim aracımız kar temizleme çalışması yapmak için o 127 kilometre uzaklıktaki
mahallenin içerisinde gidip temizlemeli. Ana yollarında Büyükşehir Belediyesi
tarafından temizlenmesi gerekiyor. Şimdi ana yoldan giderken o makinemiz ana
yolu da pek tabi ki temizleyebilir. Sonuçta aynı mazotu yakacak oraya gidince.
Büyükşehir Belediyemiz ana yolları temizlediği için Büyükşehir Belediyemizden
rica etmişiz o köyün önüne geldiği zaman köyün içerisine de girip kendi
sorumluluk alanı olmamasına rağmen orayı da temizliyor. Burada da şehir
merkezinde de biz de Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk alanını kendi
makinelerimizle temizliyoruz. Yani bu uyum bu şekilde sağlandığı zaman hem
belediyenin birimlerinde çalışan alt personele de sirayet ediyor hem de bu uyumdan
dolayı vatandaş da çok kaliteli hizmet alıyor. Yani bu uyum sadece kış için geçerli
değil. Kar temizleme dışında yazın asfalt çalışmalarında da biz gerekli
birliktelik içerisinde çalışıyoruz. Mesela Büyükşehir’in acil asfaltlaması
gereken yerlere yetişemediği durumları biz giderebiliyoruz. Aynı şekilde
bizimle ilgili acil durumlarda Büyükşehir Belediyesi gelip o çalışmaları
tamamlayabiliyor. Bu şekilde bir koordinasyon olduğu zaman tüm sorunları çözümü
daha kolay oluyor.
Bu konu ile ilgili
ilginç bir anınız var mı?
Ben göreve ilk geldiğim zamanlarda arkadaşları kontrol
ediyordum. Ya temizlik yapan görevliler süpürüyor sokakları. Diyorum orayı süpürüyorsun
şurayı süpür. Bana diyor başkanım orası bize ait değil. Yahu eline mi yapışır
yarım metre yanında orada pislik var al onu da. Yok başkanım orası Büyükşehir
Belediyesi’nin sınırı diye karşılık geliyor. Yani bu en alt kademedeki
personele kadar sirayet etmiş. Yani ben Mehmet Sekmen’i arıyorum. Bu yaz için çiçek
aldık dikeceğiz ama yetmedi. Bize biraz çiçek verebilir misiniz. Yolla bir
kamyon göndereyim diyor. Buradan talimat veriyorum bir kamyon çıksın Büyükşehir
Belediyesi’ne gitsin bir kamyon çiçek alıp gelsin. Başkanım vermezler böyle bir
şey olabilir mi diyor. Yahu arkadaş sen git verecekler. Ondan sonra gidiyor alıyor
geliyor. Sonra diyor biz ilk defa böyle bir şey gördük. Büyükşehir Belediyesi’ne
gidiyoruz biz bir kamyon dolusu çiçek veriyorlar. Mesela bunun gibi.
Sizce iki yıllık sürede
yaptığınız çalışmalar neticesinde Aziziyeli vatandaşların beklentilerinin yüzde
kaçını karşıladınız?
Şimdi bakınız bizim göreve başlarken ve adaylık sürecinde önem
verdiğimiz en büyük noktalardan birisi yaşam alanlarındaki konfor seviyesini
arttırmaktır. Bunlara örnek verirken diyordum ki ben. Bir kişi arabasıyla evine
geldiği zaman aracını park edecek yer buluyorsa bu bir konfordur. Bir anne çocuğuyla
dışarı çıktığında yürüme mesafesinde çocuğunu parka götürebiliyorsa bu da bir
konfordur. Bunun haricinde kullanmış olduğu yollar, kaldırımlar, sosyal kaldırımlar
vs. bununla ilgili bir problem yaşamıyorsa yani bir çamur, kar, asfalt,
temizlik konusunda bir sıkıntı yoksa bunlar da bir konfordur. Temel
belediyecilik hizmetleri adına gerçekleştirilen konforlu çalışmalar bunlar.
Temel belediyecilik açısından baktığımızda Dadaşkent ve Ilıca’da yapılaşması
tamamlanan yerlerin yüzde 80-90’ına yakınını bitirdik ve vatandaş bu anlamda
memnuniyetini ifade ediyor. Bunun haricinde bir de ilçeye vizyon katacak
projelerin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bunlar büyük projeler olabilir. Veya
yatırım değer çok büyük olmasa da etki değeri çok büyük projeler olabilir. Biz
bundan sonraki süreçte bu gibi çalışmaların projelendirmesini tamamladık ve inşallah
bu yaz uygulamaya geçeceğiz. İşte Ilıca’da gerçekleştireceğimiz bir mesire alan
projesi var. Termalden yararlanan vatandaşlar için kapalı mekanlar oluşturulacak.
Bunun haricinde Dadaşkent için güzel bir gençlik merkezi projesi yapılacak. Bu
yıl inşallah ihalesi tamamlanıp kazma vurulacak. Bu gençlik hizmeti ile birlikte
gençlerimizin gerçekten oradan yararlanabileceği spor yapabileceği, sosyal
faaliyetlerde bulunabileceği futbol sahası, yürüyüş yerleri, tenis, basketbol
gibi spor alanlarının bulunduğu bir alan olacak. Bu da inşallah vizyon katacak
ilçemize. Ilıca’da bir kültür merkezi açmayı planlıyoruz. Hem belediye hizmet
binası hem kültür merkezi olarak hizmet verecek. Bu sayede orada ekonomik kalkınma
sağlanacak. Belki kaymakamlık binasını oraya alma ile ilgili çalışmalarımız bir
aşamaya geldi. Dadaşkent içerisinde bakıldığında yaşanabilirlik açısından en güzel
mekan. Bunu son nüfus verilerinden de görebiliyoruz. 2 bine yakın nüfus artışı
var Aziziye’de. Bunun yüzde 80’i Dadaşkent’te. Bunun haricinde ilçe olarak
vizyonumuzu geliştirecek bir takım projelerimiz var. İlçemize bağlı 69
mahallenin tamamına yakını tarım ve hayvancılık ile uğraşıyor. Biz de bu amaçla
onların işlerini açacak, verim katacak projeler düşünüyoruz.
Aziziye’ye bağlı
mahalle ve köyler ile ilgili çalışmalarınız var mı?
Tabi ki var. Mesela bununla ilgili bir örnek vermek
gerekirse. Ovacık tarafında birbirlerine yakın köyler var. İşte Çıkrıkçı Köyü
mesela. Oraları ziyaret ettiğimde köylü vatandaşlarımıza dedim ki bu köylerin
mesafeleri birbirine yakın buraya bir dönüşüm projesi başlatsak herkesin
arazisi, arsası yine kendinde kalsa ama yaşam alanları oluştursak böyle iki
katlı, üç katlı yapılar olabilir. Konforlu daireler, alt yapı, su,
kanalizasyon, elektrik sıkıntısı olmayan, etrafında cami, okulu olan böyle
proje oluştursak dedim. Siz yine tarım ve hayvancılık ile devam edin ama yaşam
alanınız burası olsa nasıl olur dedim. Bana dedikleri yav biz aynı otobüse,
minibüse binmiyoruz bi de aynı apartmanda mı kalacağız. Şimdi Erzurum’da
kolektif ruh oluşturulması için güzel çalışmalar yapılması lazım. Çünkü mesela örnek
bir köyümüz var Alaca. Orada köylüler bir araya gelmişler. Bir soğuk su
depolama merkezi yapmışlar. Civardaki köylerden sütlerini ürünlerini daha pahalıya
satıyorlar. Daha hijyenik olduğu için. Ve günlük sağılan sütler orada
biriktiriliyor her ay o kooperatif tarafından hesaplarına paraları aktarılıyor.
Bu tür çalışmalar için bir takım projeler yürütüyoruz. Bunun haricinde Organize
Sanayi Bölgesi bizim için artı bir değer. Bünyesinde iki tane büyük çağrı
merkezi var. Ve belediyemiz ile iş birliği içerisinde çalışıyorlar. Burada yaşayan
gençlerimizin istihdam noktasında ortak çalışma yürütüyoruz. Ve istiyoruz ki bu
tür iş yerleri, bacasız fabrikalar Erzurum’da artsın.
Karaz’ı biliyorsunuz.
Erzurum’un ilk yerleşim yeri. Mesela bir kazı çalışması yapılabilir. Orayı değerlendirmeyi
düşünmez misiniz?
Karaz bizim için çok önemli bir değer. Oradaki höyükler gün
yüzüne çıkartılması gereken yerler. Ben bununla ilgili bir çalışma yürüttüğümde
çok önemli taşların orada bulunduğuna şahit oldum. Bu anlamda bir ekip çalışıyordu.
Şimdi onunla ilgili şöyle bir çalışmamız var. Valilik, Belediye, Kültür İl
Turizm Müdürlüğü ile iş birliği içerisine oradaki taşların değerlendirilerek
bir sergileme alanı yapacağız. Ben geçen bakanlıkta konuşurken Karaz’ı gündeme
getirdim. Karaz’ın Erzurum’un ilk yerleşim yeri olduğunu çok ciddi akademik
arkeoloji kazısının yapılıp eski yerleşim yerleri ortaya çıkarılabilir.
Valilik, Kültür Turizm İl Müdürlüğü ile bu konu hakkında görüştük. Bu görüşme
neticesinde Karaz ile ilgili bir çalışma başlatılacak. Bakanlık ile görüşmelerimiz
devam ediyor. Heyet gelip yerinde görecek.
Orada Türklüğü
simgeleyen nadir taşlar var. Onlar ne olacak?
Evet haberim var oradaki taşlardan. Gerçekten o taşların üzerindeki
semboller Türklüğü simgeliyor ve tarihlerine baktığımızda çok eski zamanlar
ortaya çıkıyor. Aslında burada çok kritik bir konu var. Türklerin Karaz’a çok
eski dönemlerde gelip yerleştikleri ve yaşadıkları ortaya çıkıyor. Fakat işte
bazı Ermeni lobileri o taşlarla ilgili çalışmalar yürütüyorlar. Mesela o taşların
içerisinde altın var diye köylüleri kandırıp kırdırıyorlar taşları. Bir kaçına
rastladık resimleri geldi hiltiyle delmişler. Çok sağlamda taşlar çok rahat kırılmıyor.
Dolasıyla o taşların yok olmasını isteyen lobilerin olduğundan haberimiz var. Şimdi
biz onları toplayacağız. İlçemiz sınırları içerisinde tespit ettiğimiz yerlere
koyacağız. Mesela parklarımızda, bahçelerimizde, kavşaklarda, görünür yerlere özel
korumalı, ışıklı alanlar oluşturacağız. O taşlar hakkında konunun uzmanı kişilerden
bilgi alarak bir bilgilendirme yazıları olacak. Böyle bir taş eserler çalışmamız
var. Bu kapsamda Karaz’ı gündeme getirdik. Kültür Bakanlığı da bu anlamda bir ön
inceleme yapmak üzere heyet gönderecek.
Son olarak eklemek
istediğiniz bir şey var mı?
Sosyal belediyecilik anlamında yapmış olduğumuz çalışmalara
devam edeceğiz. Onu da vurgulayayım. Birinci Çermik Festivali’ni yaptık. Bu yıl
ikincisi olacak ve bu sefer daha kapsamlı gerçekleştireceğiz. Yani her yıl
kendimizi geliştireceğiz. İstiyoruz ki Ilıca’nın geleneksel bir festivali
olsun. Yine bir takım aktiviteler olacak. Mustafa Bey’in aracılığıyla Acun Ilıcalı’nın
desteği olacak festivalimize. Bir kulübümüz var hentbol dalında. Başarıları
devam ediyor. Süper lige çıkmasını umut ediyoruz. Ramazanlarda düzenlediğimiz
geleneksel sokak iftarları, yine bu Ramazan’da da devam edecek. İşte 2015’te
yayınlamıştık 2016 yılında da bir Erzurum Ajandası yayımladık. Ayrıca Şehri
Kadim Aziziye dergisi yayın hayatına devam ediyor. Kültürel belediyecilik açısından
da inşallah artarak bu şekilde devam edecek. Okullarımız ile güzel bir işbirliği
yaptık kaymakamlık vasıtasıyla. Okullar hayat olsun projesi kapsamında okullarımıza
her türlü desteği verdik. Kütüphane, bilgisayar ve teknik açıdan okullarımızın
eksiklerini giderdik. Bu çalışmalarımız inşallah son sürat devam edecek ve köylerimizin
tamamına köy konağı yapma projemiz var. Yaklaşık 17 köyümüze yaptık bu konakları.
Bu köylerimize piknik, mesire, düğün, futbol alanları yapacağız. Yine ilçemizde
yol, kaldırım ve asfalt çalışmalarımız devam edecek.